2020’de ihracata odaklı sektörler ön planda olacak. Alternatif Bank Genel Müdürü Kaan Gür, “Bankacılık Söyleşileri” kapsamında AA muhabirine bankacılık sektörü hakkında değerlendirmede bulundu.
Türkiye ekonomisi ve Alternatif Bank’ın performansına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Bankacılık sektörünün, güçlü kurumsal ve regüle yapısı, yüksek sermaye yeterliliği, belirsizlik dönemlerini yönetme kabiliyeti gibi öne çıkan özellikleriyle duruşunu koruyarak, her zaman olduğu gibi ekonominin gelişimine katkısını sürdüreceğini belirten Gür;
“Ekonomi yönetimimiz, reel sektör ve bankacılık sektörünün ele ele vererek orta vadede yine yükselişe geçeceğimize inancımız tam.” dedi.
Gür, bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son zorunlu karşılık düzenlemesinin ardından bankacılık sektörünün özellikle ticari krediler bazında büyüme eğilimlerini destekleyici güçlü bir adım attığını hatırlattı.
Beklentilerinin eylül ayından bu yana devam eden tüketici kredisi büyüme eğiliminin, faizlerin mevcut düşük seviyelerde kalmasıyla beraber pozisyonunu koruyacağı yönünde olduğunu ifade eden Gür, ticari kredilerde de arz etkilerinin güçlenmesiyle birlikte bu alanda da büyüme öngördüklerini dile getirdi.
Gür, bu anlamda, bankacılık sektörünün 2020 yılında ticari kesimi daha da belirgin şekilde destekleyeceğini ve özellikle ihracata odaklı sektörlerin ön planda olabileceğini düşündüklerini söyledi.
Kaan Gür, son dönemde ABD ve Avrupa ekonomilerinin öncül göstergelerinde güçlenme görüldüğünü, 2020 yılında küresel ekonomik görünümde olası dalgalanmaların beklenmesiyle ABD Merkez Bankası’ndan (Fed) en fazla bir faiz indirimi geleceğinin öngörüldüğünü söyledi.
Fed’in aralık ayındaki son toplantısında faizlerin mevcut düzeyinin ekonomiyi desteklemek ve enflasyon hedefine ulaşılması için yeterli, gelecek dönemde olası faiz artırımlarının ise etkinliğine dair daha az olumlu olduğunu hatırlatan Gür;
“Böylece en azından 2020 için faiz artırımı olasılığını ortadan kaldırdı diyebiliriz. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerin faiz indirim süreçlerini 2020 yılında da destekleyebilecektir.” dedi.
Gür, küresel ekonomide ABD-Çin sürecine dair kaygıların etkilerinin güçlü olmaya devam edeceğini, “Faz 1” anlaşmasının, temel dış ticaret süreçlerini içerdiği için anlaşma sağlanmasının daha kolay olduğunu söyledi.
Sonraki fazların teknoloji ve fikri mülkiyet haklarını da içereceğinden anlaşmanın çok kolay olmayabileceğine işaret eden Gür;
“Beklentimiz Faz 1 anlaşmasıyla rahatlayacak piyasaların sonrası için beklentilerini sınırlı tutacağı şeklinde. ABD seçimleri öncesi bu konudaki yorumların güçlenmesi risk algısını artırabilir.
Bu durumun ekonomik görünümü etkilemesi ve küresel bazda risk etkileriyle Fed’in yılın ikinci yarısında faiz indirimi olasılığını yeniden gündeme getirmesi mümkün.” diye konuştu.
Alternatif Bank Genel Müdürü Gür, TCMB’nin aralık ayı toplantısında 200 baz puanlık faiz indirimi gerçekleştirdiğini hatırlattı.
2020 yılındaysa özellikle yılın ilk iki çeyreğine de yansıyan bir şekilde baz etkileriyle enflasyonun sınırlı ölçüde yüksek kalmasının gündeme gelebileceğini ifade eden Gür;
Bu dönemde TL’de belirgin bir değerlenme olmadığı durumda TCMB’nin faiz indirimleri imkanlarının sınırlanacağını dile getirdi.
2020 yılına başlarken TCMB’den yaklaşık 100 baz puanlık sınırlı bir indirim görme imkanının daha olabileceğini tahmin eden Gür, “Yılın ortalarından itibaren TÜFE’de beklediğimiz 200 baz puanlık olası gerilemeye paralel ek 200 baz puan daha indirim gündeme gelebilir.” dedi.
Kaan Gür, 2019’da Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ve ilgili kurumların öncülüğünde toparlanma sürecini destekleyecek adımlar atılmaya devam edildiğini belirtti.
Yeni uygulamalar ve sunulan imkanların yarattığı etkiyle dengelenme sürecinin devam edeceğine inandıklarını belirten Gür, sektörün zorlu koşullara rağmen yılı iyi sonuçlarla kapatacağını, büyümeye geçişin kademeli olmasını ve yeniden pozitif yönlü bir seyir izleneceğini ifade etti.
Gür, bankacılık sektörünün, tecrübesini ve kaynaklarını ülkenin çıkarları doğrultusunda en etkin şekilde kullanarak;
Üretimin, yatırımın, ihracatın, ticaretin, istihdamın, kısacası büyümenin sürdürülmesine yönelik olarak, yatırımcı güveninin korunması adına destek vermeye ve üzerine düşeni yapmaya devam edeceğini vurguladı.
2019 yılında küresel faizlerin ve gıda fiyatlarının düşük seyri, baz etkileri ve ılımlı TL performansıyla enflasyonda gerilemenin daha belirgin olduğunu belirten Gür, şunları kaydetti:
“Yüzde 11,5-12 bandında bir enflasyonla yılı kapatmayı bekliyoruz. Yılın son çeyreğinde büyümenin ise yüzde 4’lere yaklaşmasını bekliyoruz.
Bu durumda yıllık büyüme oranında ibre hafif şekilde de olsa negatiften pozitife dönebilir. Sektör karlılığı açısından yıla başlarken yüzde 13’leri bulan ortalama sermaye karlılığı rasyosunun eylül ayına gelirken yüzde 11’lere doğru gerilediğini görmüştük.
Ekim ayı verilerinde sınırlı bir artış görülürken, yılın kalanında artabilecek karlılık, sektörün ortalama sermaye karlılığını yüzde 12’lere yaklaştıracak.
BDDK’nın kasım verilerine göre yüzde 5,25 olan NPL oranı, kredi büyümesinin gücüyle benzer seviyelerde yüzde 5,3-5,5 bandında yılı tamamlayabilir.”
Kaan Gür, sektör olarak ülke ekonomisinin düze çıkması ve yeniden büyümeye geçmesi adına gerekli adımları attıklarını belirtti.
Alternatif Bank olarak da güçlü yönetim ve sermaye yapısıyla risk yönetiminden taviz vermeden, stratejik planlarını da göz önünde bulundurarak portföyleri yönettiklerini ifade eden Gür;
“Bu açıdan baktığımızda mevcut NPL oranlarının yönetilebilir seviyelerde olduğunu görüyoruz.” dedi.
Kaan Gür, 2019’un genelinde stratejik planları doğrultusunda bilançolarını geliştirmenin yanında müşterilere aktardıkları kaynağı da artırarak yılı başarıyla tamamlayacaklarını söyledi.
Bankanın üçüncü çeyrek sonu konsolide rakamlara göre aktif büyüklüğünü geçen yılın sonuna göre yüzde 14 artarak 29,4 milyar TL’ye yükselttiklerini belirten Gür;
Kredilerle ekonomiye sağladığımız desteğin 24,7 milyar TL’ye, mevduat hacminin 15,7 milyar TL’ye yükseldiğini ifade etti.
Gür, konsolide net karın da 175 milyon TL seviyesinde gerçekleştiğini kaydederek;
“Bu dönemde mevduat hacmimizi yüzde 15 artırmanın yanı sıra sağladığımız kredilerle başta dış ticaretin finansmanı olmak üzere ekonomiye verdiğimiz desteği artırdık.
Öz kaynaklarımız yıl sonuna kıyasla yüzde 43 büyüdü. Son 7 çeyrektir özel bankalar ortalamasının üzerinde büyümeye devam ediyoruz.
Son iki yılda TL ticari kredilerde sektörün üzerinde güçlü bir büyüme sergiledik.
Nakdi ve gayri nakdi krediler ve mevduat hacminde pazar payı kazanımını sürdürdük.” şeklinde konuştu.
Banka olarak 2019’da ekonomide başlayan toparlanma eğiliminin güçlenerek 2020’de büyüme yönüne geçeceğini öngördüklerini belirten Gür;
Alternatif Bank’ın 5 yıllık stratejik planı doğrultusunda risk yönetiminden taviz vermeden gelecek yıl kredi ve mevduatta yüzde 15-20 aralığında büyümeyi hedeflediğinin altını çizdi.
Gür, özellikle TL ticari kredilerde büyürken, dış ticaret, nakit yönetimi, sigorta ve hazine ürünleri ile müşterilerin uzun yol arkadaşı olacaklarını söyledi.
Kaan Gür, 2019’da özel bankacılık müşterileri için sundukları terzi usulü hizmetleri “Private Banking” çatısı altında topladıklarını hatırlattı.
2020’de bu segmentte müşterilerin bankacılık ve yatırım ihtiyaçları kadar, onlara özel deneyimler yaşatacak faydalar sunmaya devam edeceklerini belirten Gür;
İhracat pazarlarında ve sağlanan kredilerde son yıllarda düşüşler yaşandığını, ihracatın finansmanını stratejik öncelik olarak gördüklerini ifade etti.
Gür, özellikle son iki yıla baktıklarında bu alanda güçlü bir büyüme performansı sergilediklerini kaydetti.
Toplam aktifleri içinde özellikle ihracat taahhütlü kredilerin oranını artırmayı öncelikleri arasına aldıklarını vurgulayan Gür;
“Bu doğrultuda ihracatçılara verdiğimiz finansal desteği yılın ilk 9 ayında yüzde 40 artırarak 762 milyon dolara ulaştırdık.
Bu rakamı yıl onunda 1 milyar dolara, 2020’nin ilk 6 ayında ise 1,5 milyar dolar seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz.
Dış Ticaret Seminerleri ile mevzuat, teknik destek vb. konularda bilgi vermek amacıyla 150’nin üzerinde ihracatçı müşterimizle bir araya geldik.
2020’de Türkiye genelindeki 8 ilde daha bu çalışmayı gerçekleştirmeyi planlıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Dijitalleşme alanındaki çalışmaların meyvelerini gelecek yıl toplamaya başlayacaklarını ve müşterilerin kusursuz hizmet alması için bu alana odaklanmaya devam edeceklerini belirtti
Gür, böylece müşterilere daha iyi bir bankacılık deneyimi sunarken, manuel yapılan işleri neredeyse sıfıra indiren süreçlerle verimliliği artıracaklarını dile getirdi.
Gür, bankanın geliştirdiği diğer ürünler hakkında şu bilgileri verdi:
“Yine 2019’da geliştirdiğimiz dijital VOV, 60 saniyede Katar’dan Türkiye’ye para transferi, sektörde ilk uygulamaya alan bankalardan olduğumuz e-teminat mektubu, kısa bir sürede ihtiyaçlara göre şekillendirdik.
SMS ile gümrük vergisi ödeme, Tedarikçi Finansman Sistemi gibi müşterilerimizin hayatını kolaylaştıran ürünlerimize yenilerini eklemeye devam edeceğiz.
Bankamızı 2020’de bu hedeflere ulaştıracak olan insan kaynağımıza da odaklanarak bu alandaki yatırım ve gelişimimizi sürdüreceğiz.
Ortak kurum kültürü ve değerlerimizle birlikte tanımladığımız ‘danışman ve uzman bankacı ekolü’ doğrultusunda kendi liderleri ile büyüyen bir banka olmak hedefindeyiz.
Tüm çalışanlarımızı kariyer ve gelişim yolculuklarında destekleyecek programları hayata geçireceğiz.
2020’de Private Banking, profesyonel meslek gruplarına yönelik sunduğumuz Elit Ayrıcalıklar ve Yöneten Kadına Güç Katan Paketimizi zenginleştirerek yaygınlaştırmaya devam edeceğiz.
Bunlara ilave olarak orta ölçekli firmaların ihtiyaçlarına cevap veren özellikle dış ticaret ve nakit yönetimi ürünlerinde avantajlar sunan yeni paketlerimizi müşterilerimize sunmayı planlıyoruz.”