DOLAR
33,9762
EURO
37,6709
ALTIN
2.725,36
BIST
9.771,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Hafif Yağmurlu
25°C
Bursa
25°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Hafif Yağmurlu
29°C
Pazartesi Çok Bulutlu
30°C
Salı Hafif Yağmurlu
29°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
29°C
Advert
Advert

14 ilahiyatçı yazardan ‘şeriat’ açıklaması: Devletin dini ancak adalettir

14 ilahiyatçı yazardan ‘şeriat’ açıklaması: Devletin dini ancak adalettir
Advert
23.06.2024 18:06
33
A+
A-
Okuma Süresi: 2 dakika

İlahiyatçılardan Şeriat Açıklaması: Şeriat, İslam Demek Değildir

Cumhuriyetimizin 100. yılında, toplumu kısır ve zararlı bir tartışmanın içine sürükleme çabalarıyla karşı karşıyayız. Bu tartışma, adeta dine rağmen din, İslam’a rağmen İslam denilebilecek düzeyde bir cahillik barındıran şeriat kavramı üzerine odaklanmaktadır.

Şeriat, Arapçada çok anlamlı bir kelimedir ve terminolojik olarak hukuk kavramımıza karşılık gelir. Hem dini inançlara dayalı hem de laik ve seküler dünya görüşlerine dayalı yasalar, Arap dilinde şeriat sözcüğü ile ifade edilir. Bu nedenle şeriatı din ve İslam ile özdeşleştirmeye çalışmak gerçeğe aykırıdır. İslam şeriatı olarak adlandırılan kavram, İslam’ın kendisi değildir.

Zira şeriat kurallarının çok azının kaynağı Kur’an ayetleridir. O ayetlerin de çoğu döneme özgüdür ve sebepleri bağlamında anlaşılması ve yorumlanması gereken hükümler içerir. İslam tarihinde bütüncül ve tek yapı halinde bir şeriat anlayışından söz etmek mümkün değildir. Gerek fıkhî gerekse ona zemin oluşturan itikadi meselelere ilişkin onlarca şeriat yorumu ve uygulaması mevcuttur.

Bu yorum ve uygulamalar, sahabe farklı görüşlerinden, tartışmalı bazı hadislerden ve İslam bilginlerinin akılcı çıkarımlarından kaynaklanan ve pek çok açıdan birbiriyle çelişen içtihadi hükümleri yansıtır. Hangi şeriat ekolü olursa olsun, içerdiği kurallar açısından günümüz toplumsal yaşamına ve insan ihtiyaçlarına, temel hak ve özgürlüklerine ve çağdaş hukuksal sorunlara cevap verebilecek bir yapıda değildir.

Günümüz toplumunun ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir şeriat yorumunun bulunmadığı açıktır. Bu nedenle insanlığın ve Müslümanların geçirdiği hukuki evrimi dikkate almayan şeriat taleplerine itibar etmek mümkün değildir.

Şeriat hukuku, dönemin Arap toplumunda değişim ve dönüşüme öncülük eden ilk uygulamaları içerse de günümüzde uygulanabilirliği tartışmalıdır. Çağdaş yaşamda insan onuruna yakışır bir karşılığı yoktur. Çok eşlilik, kölelik, çocuk yaşta evlilik, haremlik selamlık, kadınların haklar bakımından ikincilliği, mürtedin idamı ve tekfircilik gibi kuralları, şeriatı kabul edilemez ve uygulanamaz kılmaktadır.

İslam dini, inanç, ibadet ve ahlak esasları olarak şeriattan kesinlikle ayrıdır. Şeriat uygulanamaz olsa da İslam dini, iman esaslarıyla, namaz, oruç, hac, zekat gibi ibadetleriyle ve helal-haram anlayışıyla yüzyıllardır yaşanan ve bundan sonra da yaşanacak olan son ilahi dindir. İslam değerlidir ve şeriatla sınırlandırılamayacak kadar önemlidir.

Büyük İslam bilgini Ebu Hanife’nin de dediği gibi din, Hz. Adem’den beri gelen tevhit inancıdır ve asla değişmez. Ancak şeriat değişir. Nitekim tarih boyunca her ümmet için farklı bir şeriat söz konusu olmuştur.

Osmanlı’nın Mecellesi’nde de belirtildiği üzere, “zamanların değişmesiyle hükümlerin de değişeceği inkar edilemez.” Ancak bu durum din için geçerli değildir. Din, sabittir ve tersi düşünülemez.

Bu gerçekler ışığında, biz ilahiyatçılar olarak halkımızı, dinlerini doğru ve özgürce yaşarken aynı zamanda büyük Atatürk’ün ve şehitlerimizin emaneti olan laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti devletimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Laiklik, dinin doğru ve özgürce yaşanabilmesi için de hayati önem taşımaktadır. Devletin dini adalet olmalıdır. Her türlü dinsel ve mezhepsel ayrımcılığa karşı ulusal birlik ve bütünlüğümüzü korumalı ve güçlendirmeliyiz.

İmzalar:

Cemil Kılıç (İlahiyatçı Yazar) Şahin Filiz (İlahiyatçı Prof. Dr.) Mustafa Öztürk (İlahiyatçı Prof. Dr.) İsrafil Balcı (İlahiyatçı Prof. Dr.) Hatice Doğan (İlahiyatçı Dr.) Hakkı Yılmaz (İlahiyatçı Yazar) Hıdır Temel (Din Bilimleri Dr.) İdris Şahin (İlahiyatçı) Yaşar Koçer (İlahiyatçı) Fikret Eroğlu (İlahiyatçı) Halis Dinçer (İlahiyatçı) Emine Yücel (İlahiyatçı) Mehmet Göl (İlahiyatçı) Mustafa Sağer (İlahiyatçı)

Advert
Yorumlar

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.