BURSA – I. Dünya Savaşı sonrası imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Devleti’nin toprakları kademeli olarak İtilaf Devletleri’nin kontrolüne geçmiş ve Anadolu’nun dört bir yanında işgaller başlamıştır. Bu bağlamda Bursa ve çevresi de işgal edilen bölgeler arasındadır. İtilaf Devletlerinin güdümünde hareket eden Yunan Ordusu’nun İzmir’den başlattığı işgal harekâtı kapsamında, 2 Temmuz 1920’de Mustafakemalpaşa ve Karacabey, 6 Temmuz’da Gemlik, 8 Temmuz 1920’de ise Bursa, İngilizlerin denetimi altında, Yunan askerleri tarafından işgal edilmiştir. 11 Temmuz 1922’ye kadar işgal altında kalan Bursa, bu süreçte özellikle Yunan ve Ermeni mezalimi nedeniyle oldukça sıkıntılı günler geçirmiştir. Bursa’nın işgali Ankara’da büyük bir yankı uyandırmış ve TBMM kürsüsüne bu kara günü temsilen, bir puşide-i siyah (siyah örtü) örtülmüştür. Bu örtü, kurtuluş ümidini yaşatan, Türk milletinin azmini ve iradesini diri tutan önemli bir sembol haline gelmiştir. Türk Ordusu, başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın öncülüğünde Büyük Taarruz harekâtı ile işgalden ‘2 yıl, 2 ay, 2 gün’ sonra 11 Eylül 1922’de Yunan askerini Bursa’dan çıkarmış ve böylelikle, Bursa’nın işgali ile Meclis kürsüsü üzerine konulan siyah örtü de kaldırılmıştır.
Orhan Gazi’nin 1326 yılında fethederek Osmanlı Devleti’nin ilk başkenti yaptığı Ulu Şehir Bursa’mız, İtilaf Devletleri’nin desteklediği Yunanistan tarafından 8 Temmuz 1920’de işgal edildi. İşgal esnasında Yunanlıların Osman Gazi türbesine hakarette bulunmaları ise Bursalıları derinden üzmüştür. Öyle ki, yaşanan işgal ile Ankara’da bulunan İlk Meclis’te de duygu dolu anlar yaşanmış ve Meclis kürsüsüne 10 Temmuz 1920’de siyah örtü (Puşide-i Siyah) örtülmüştür.
Türk Ordusu, işgalden ‘2 yıl, 2 ay, 2 gün’ sonra 11 Eylül 1922’de Yunan askerini Bursa’dan çıkarmış ve böylelikle, Bursa’nın işgali ile Meclis kürsüsü üzerine konulan siyah örtü de kaldırılmıştır. 11 Eylül, tarihimizde sadece Bursa’nın kurtuluşu değil aynı zamanda Türk Milleti’nin Kurtuluş Savaşı’nı manevi olarak kazandığı gündür.
Bu duygu ve düşüncelerle; Kadim Şehir Bursa’mızın düşman işgalinden kurtuluşunun 101. yıldönümünü kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere vatan uğruna Rahmet-i Rahman’a kavuşan tüm şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi ise minnetle anıyoruz.
Nokta Bursa Haber Merkezi
Bursa’nın Yunan işgalinden kurtuluşunun 101’ıncı yıldönümü etkinlikleri kapsamında Bursa Kent Müzesi’nde “Milli Mücadele’nin iki kahramanı” başlıklı bir anı köşesi oluşturuldu. Kurtuluş Savaşı’nda İzmir’e ilk giren süvari alayının Bursalı Komutanı Kazım Tuzcuoğlu ile Bursa’nın işgalden kurtuluşunun büyük kahramanı Şükrü Naili Paşa’nın kahramanlık hikayeleri, fotoğraflar, gazete haberleri ve çeşitli eşyalarla Bursalılara aktarılıyor.
Bursa Kent Müzesi, kentlilik bilincine katkı sağlayacak önemli bir çalışmaya daha imza attı. Bursa’nın Yunan işgalinden kurtuluşunun 96’ıncı yıldönümü etkinlikleri kapsamında Kent Müzesi içinde “Milli Mücadele’nin iki kahramanı” başlığı ile özel bir anı köşesi oluşturuldu. Sergiye konu olan kahramanlardan biri Kazım Tuzcuoğlu. Kurtuluş Savaşı’nda İzmir’e ilk giren süvari alayının Bursalı komutanı. Bursa’nın köklü ailelerinden birinin oğlu olarak 1886 yılında doğan, Kuleli Askeri Lisesi’nden mezun olduktan sonra 3. Ordu emrine atanan Yarbay Tuzcuoğlu, milli mücadeleye katıldı ve Kurtuluş Savaşı’nda İzmir’e ilk giren süvari alayının başında yer aldı.
Milli Mücadelenin iki kahramanını ölümsüzleştiren anı köşesinde yer alan ikinci kahraman ise Şükrü Naili Paşa. Komutasındaki birliklerle 10 Eylül 1922’de Bursa’ya giren Şükrü Naili Paşa, 2 yıl 2 ay 2 gün süren Yunan işgaline son veren komutan olarak tarihe geçti. Bu iki milli mücadele kahramanının hayatlarının fotoğraf, gazete haberleri ve döneme ait eşyalarla anlatıldığı anı köşesinde dikkat çeken unsurlardan biri de elle dikilen Türk Bayrağı. ‘Yeşil Bursa al sancağına kavuştu’ başlığı altında sergilenen bayrağın öyküsü ise şöyle; “Bursa, 2 yıl, 2 ay, 2 gün süren uzun mücadelenin ardından 10 Eylül 1922 gecesi Yunan işgalinden kurtuldu ve bu haber Ankara’ya: ‘Yeşil Bursa Al Sancağına Kavuştu’ yazılı kısa bir telgrafla bildirildi. Bu haberi alan Bursa halkı zaferle dönen Türk birliklerini karşılamak üzere sokaklara döküldü. Bursa Defterdarlığı’nda katiplik yapan Hasan Işın da eşi Şerife Hanım’dan bir bayrak dikmesini istedi. Şerife Işın tüm imkansızlıklara rağmen o gece hiç uyumadı ve kırmızı kumaş üzerine nakşettiği ay yıldızlı bayrağı 11 Eylül 1922 sabahı evine asarak muzaffer Türk ordusunu karşıladı.” Bundan 101 yıl önce dikilen ve Şerife Işın’ın torunu rahmetli Hürol Işın tarafından Bursa Kent Müzesi’ne bağışlanan o bayrak da dönemin milli duygularının yansıtılması bakımından büyük önem taşıyor.
Ayvazoğlu’nun gözünden Bursa’nın kurtuluşu. Bursa’nın Türk tarihindeki yerinden kültürel konumuna kadar birçok noktaya temas edilen konferansta, şehrin özellikle 11 Eylül 1922’deki düşman işgalinden nasıl etkilendiği ele alınmıştı.
Osmanlı’nın en önemli şehirlerinden biri olan Bursa’nın edebiyatçı ve sanatçılara bu zor zamanlarda nasıl seyir verdiğini, mısralar ve hatıralarla anlattı.
Ayvazoğlu, Bursa’nın o dönemde yaşadığı matemi, Mehmet Akif Ersoy’un ‘Eşin var, aşiyanın var, baharın var, ki beklersin. Kıyametler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin?’ mısraları eşliğinde andı. Yaptığı konuşmada, Muallim Naci ve Süleyman Nazif beylerden örnekler veren, o dönemde yazılan mektupları açıklayan Ayvazoğlu, 11 Eylül tarihinin Osmanlı’nın mahremi olan Bursa’ya namahrem elinin değdirilmediği zafer günü olduğunu ifade etti. Bursa’nın kara günleri ve güzellikleriyle yad edildiği etkinlik, şehrin kimliğine dair bakış açılarının geliştirildiği kutlama halini aldı.
Osman Gazi Türbesi’ne Kral Konstantin’in resmi asılmıştı. Şehzade mezarlarında insan dışkıları vardı. Yunan askerleri Müslüman mezarları ve evliya yatırlarına işiyorlardı.
Atatürk yalnız Bursa’yı değil Osman Gazi’nin aziz hatırasını da kurtardı. 11 Eylül 1922